Bugün 19 Mart 2024 Salı
 
Turizm
Ana sayfa > Mersin > Turizm



Binlerce yıldan buyana verimli topraklarıyla yaşanılan, insanlarını besleyen, doğası ve şifalı sularıyla hayat veren, doğa ile dağın ölmez sevgilerini barındıran İçel ili, birçok uygarlığın kurulduğu önemli bir yerleşim bölgesidir. İçel, tarihi ve arkeolojik değerleri, Akdeniz kıyılarında bol güneşli günlerinin ilkbaharda başlayıp sonbahara kadar uzaması, 108 km'ye varan doğal koylarla, çam ormanlarıyla süslenmiş kıyı bandı, Toros dağları ile deniz arasında bulunan sayısız doğal güzelliklerin yanında; yöresel ve uluslar arası şenlikleri, efsaneleri, Türkmen ve Yörük kültürü, yayla yaşantısı, yöresel el sanatları bakımından çok zengin bir bölge olarak, turizm sektörü için önemli bir konumu ve potansiyele sahiptir.

Tatil turizminin de belirli bir yeri olmasına karşın, İçel turizmi 1970'lerin sonunda daha çok iş turizmi yönünde önem kazanmıştır. Özellikle, 1980'de limanın Ortadoğu çapında önem taşıyan bir niteliğe kavuşması ve yine aynı yıllarda, Türkiye'deki transit karayolu taşımacılığının İçel'de yoğunlaşmasına koşut olarak "iş turizmi" çok canlanmıştır.

İldeki tatil turizmi, daha çok iç turizme yöneliktir. 1960'larda Silifke-Anamur yöresinde başlayan ve 1980'lerden itibaren Silifke-Mersin kıyı bandında narenciye bahçelerinin yok olması pahasına sürdürülen yazlık ev ve site yapımı, iç turizmi canlandırmıştır.

Hıristiyanlığın önemli bir haç yeri olan St. Paulus'un doğduğu evin ve kutsal bir yer olan Eshab-ı Kehf'in mağarasının ve Tarsus'da Şeyh Ali Semerkandi'nin türbesinin Gülnar yakınında bulunması, ilk kadın Azize Thekla'nın Silifke'de Meryemlik denilen dini bir alanda yaşamış olması, Mut Alahan Manastırı, İncil'in burada kaleme alınması, konsül toplantılarının buralarda yapılması gibi özellikleri nedeniyle, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için çok sayıda dinsel amaçlı ziyaret yerleri bulunmaktadır.

Bilinen klasik tanımını çoktan aşmış bulunan turizm, tarihi yerler görmenin de dışına taşırmak önemlidir. Kongre turizmi, yayla turizmi, kış turizmi, termal turizmi, üçüncü kuşak yaş turizmi ve inanç turizminin fonksiyonel ve kurumsal boyutta yapılması gündemdedir. Mersin ve çevresinde bu potansiyel fazlasıyla bulunmaktadır.

Mevcut potansiyeller değerlendirildiğinde daha başka turizm alanları yaratılabilecektir. Son yıllarda, turistik ürün bileşimini zenginleştirmek ve çeşitlendirmeye dönük çalışmalar sistematik bir yoğunluğa ulaşmıştır Böylece turizm hareketlerinde faaliyet tüm yıla yayılarak, yaz sezonu gibi klasik kalıpların dışına çıkılmış olacaktır Bu bağlamda, yaz turizminden çok az pay alan yöreler ve tesisler de sisteme dahil olacak, ulaştırma faaliyetleri, istihdam, eğitim ve araştırma gibi diğer alanlarda da yıl boyunca bir hareketlilik ve canlanma sağlanacaktır.

İçel'de Turizm Altyapı Proje ve Çalışmaları:

Turizm Bakanlığı, son yıllarda bölgede turistik planlama çalışmaları yaparak, İçel'i de Antalya-İzmir kıyı bandında olduğu gibi turistik bir yoğunluğa ulaştırmak için bazı önemli çalışmalarda bulunmaktadır. Yaklaşık 4 yıl önce yürürlüğe konulan ve İçel ilinin batı bölgesini içeren Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planı ve plan içinde yer alan turizm merkezleri ile Erdemli-Mersin kıyı bandının turizm alanı olarak ilan edilmesi, bu çalışmaların en önemlileridir.

Turizm Bakanlığı' tarafından hazırlanan ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca 26.12.1988 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planı Erdemli-Limonlu Belediye sınırlarından başlamakta, Anamur-Kaladran'a kadar uzanan sahil bandını kapsamaktadır. Bu plan içinde toplam 1.933.000 hektar turizm alanı, günübirlik turizm için ayrılmış bulunmaktadır. Ayrıca, 9.4.1989 tarih ve 20144 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 89/13900 karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Mersin-Melleç, Mersin-Orta burun, Mersin-Ovacık, Mersin-Kargıcık turizm merkezleri olarak bu plan içerisinde kalmaktadır.

Bölgede Taşucu limanının bulunması ve bu limanın dışa açılan bir kapı olması nedeni ile Taşucu-Girne, Mersin-Magosa feribot seferleri yerli ve yabancı turizmin gelişmesi açısından önemli bir avantajdır.

Turizm Merkezleri:

İçel sınırları içerisinde Kargıcık, Melleç, Orta burun, Ovacık ve yeni ilan edilen Kaledıran, Anamur Mamure Kalesi, Tarsus kıyı kesimi turizm merkezleridir.

Kargıcık Turizm Merkezi:

Silifke ilçesinin 2 km güneybatısında yer almakta olup. 1/25000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım imar Planında tatil köyü kullanımındadır. Planlanan alanda 7.200 yatak kapasitesi hedeflenmektedir.

Melleç Turizm Merkezi:

Anamur İlçesi’nin 1.5 km batısında yer almakta olup, i/25000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planı'nda turizm kullanım alanlarını kapsamaktadır. Bu alanda 2.800yatak kapasitesi hedeflenmektedir.

Orta burun Tepesi Mevki Turizm Merkezi: Aydıncık İlçesi’nin 1.5 km doğusunda yer almaktadır. 1/25000 ölçekli Nazım imar Planı'nda turizm tesis alanı kullanımındadır. 10.000 yatak kapasitesi hedeflenmektedir.

Ovacık Turizm Merkezi:

Silifke'nin 2.9 km güneydoğusunda yer almaktadır. Nazım İmar Planı'nda turizm tesis alanı kullanımında olup, 9.500 yatak kapasitesi hedeflenmektedir.

İçel Kaledıran Turizm Merkezi:

Anamur'a 45 km mesafede Antalya il sınırlarında yer almaktadır. 1/25000 ölçekli Batı İçel Nazım imar Planı 26.12.1998 tarihinde Bayındırlık ve iskan Müdürlüğü'nce onaylanmış olup, yaklaşık 6.200 yatak kapasitesi hedeflenmektedir.

İçel-Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Merkezi olarak ilan edilmiş, yaklaşık 30.000 dönümlük alana sahip olan turizm merkezinde 60.000 yatak kapasiteli olarak planlanmış, bölgede ortalama 100.000 istihdam yaratacağı düşünülmektedir. İmar planları yapılmaktadır:

İçel İli’ndeki Plajlar:

Mersin'in 15 km batısında Gümüşkum Orman işletmesi Plaj ve Kamping Tesisleri, Orman işletmesi Eğitim ve Dinlenme Tesisleri, Tece Belediyesi Plaj ve Kamping Tesisleri, Tömük Belediyesi Plaj ve Kamping Tesisleri, YS.E. Eğitim ve Dinlenme Tesisleri, Kocahasanlı Belediyesi Plaj Tesisleri, Kumkuyu Petrol Ofisi Eğitim ve Dinlenme Tesisleri, Limonlu Belediyesi Plaj ve Kamping Tesisleri, Beden Terbiyesi Eğitim ve Dinlenme Tesisleri, Kız kalesi Turizm Geliştirme Plaj ve Kamping Tesisleri, Ak kum Turizm Geliştirme Plaj ve Kamping Tesisleri, izcilik ve Eğitim Tesisleri Akkum, Atakent Belediyesi Plaj Kamp Tesisleri (Susanoğlu), Ata yurt Belediyesi Plaj Kamp Tesisleri Kapızlı (Silifke), Boğsak Turizm Geliştirme Kooperatifi Plaj ve Kamping Tesisleri, Taşucu Belediyesi Motel Tesisleri ve Plajı (Taşucu), Aydıncık Belediyesi Plaj Kamping Motel Tesisleri, Bozyazı Belediyesi Plaj Kamping Motel Tesisleri, Anamur Belediyesi Plaj Tesisleri.

Kültür Turizmi:

İçel, özellikle kıyı bandında yoğunlaşmış çok sayıda antik yerleşime sahiptir. Ayrıca Türk dönemlerine ait kültür ve gelenekleri yaşatan otantik yerleşimlere, yaşam biçimi ve el sanatları yönüyle de yaygın ve zengin yerel kültüre sahiptir. Kitabın tarihçe, ilçeler,ve kültür bölümlerinde tanıtılan bu özellikleriyle büyük bir turizm potansiyeline sahip olan İçel ili, bu potansiyelini geliştirmek yönünde gerekli çaba ve girişimleri göstermektedir. Mersin, Tarsus, Silifke, Anamur ve Taşucu Müzeleri'nde yöresel kültürlere ait eserler sergilenmektedir.

Sağlık Turizmi:

Mersin Güneysu-Güney yolu içmesi:

Eski Gözne yolu üzerinde ve 12 km uzaklıktadır. 3 çeşmeden akan 38° sıcaklığındaki su, müshil etkilidir.

Tarsus Akçakoca içmesi:

Tarsus'un 10 km kuzeyinden çıkan suyun sıcaklığı 16° olup, acı ve iyotludur. Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.

Tarsus Keş bükü içmesi:

Ulaş Köyü Kes Bükü mevkiindeki içme, Tarsus'a 20 km uzaklıktadır. Çam ormanı içinde kaynayan suyun sıcaklığı 16° olup, acı ve iyotludur. Mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.

Silifke Saparca Ilıcası:

Silifke'ye 27 km, Mut yoluna 1 km uzaklıkta, Göksu ırmağı kıyısındadır. Granit kayalar arasından çıkan su 37° sıcaklıktadır ve romatizma, mide, deri hastalıklarına iyi gelmektedir.

Mut-Hocantı Kaplıcası:

Mut'un 15 km batısındaki Hocantı Köyü”nün 1 km güneyindedir. Deniz seviyesinin 360m üzerinde iki noktadan çıkmakta olan su, deri hastalıklarına ve romatizmaya iyi gelmektedir.

Yat Turizmi:

Yat turizminin Doğu Akdeniz'e kaydırılması amacıyla, uluslar arası standartlara uygun yat limanı projesi geliştirilmektedir. Bu nedenle 1994 yılında ihale edilmiş olan 500 yat kapasiteli Mersin Ana Yat limanı inşaatı sürmektedir. Ayrıca 250 yat kapasiteli Erdemli-Kumkuyu Yat limanı ile Bozyazı-Yoğunduvar ve Hacıishaklı balıkçı barınaklarının inşaatları devam etmektedir.

Mersin-Çamlıbel mevkiinde faaliyet gösteren Yat Baseni ise 300-350 yat kapasiteli olup, yatlara içme suyu, 220 Volt i 6 Amp. Elektrik ve 20 saat temizlik ve güvenlik hizmetleri vermektedir.

Yat turizminin Doğu Akdeniz'e kaydırılmasına öncülük etmek amacıyla 8 yıldan buyana geleneksel olarak düzenlenen Doğu Akdeniz yat rallisi, Antalya/Kemer-Alanya/Bozyazı, Mağosa etabına, son iki yıldır Silifike Taşucu limanı ile Mersin yat baseni güzergah olarak alınmıştır Yat baseninde mavi tur, günlük tur ve mehtap turları da yapılmaktadır.

Yayla Turizmi:

Mersin'de Gözne, Ayvagediği, Kızılbağ, Soğucak, Bekiralanı, Fındıkpınarı, Mihrican; Çamlıyayla(Namrun), Sebil; Tarsus'da Gülek; Erdemli'de Sorgun, Güzeloluk, Küçük Fındık; Silifke'de Balandız, Gökbelen, Kırobası; Gülnar'da Bardat, Tersakan ve Kozağaç yaylaları yazın İçel nüfusunun büyük bir bölümünün konakladığı yerlerdir.

Av Turizmi:

Çamlıyayla/Cocak-Cehennem Deresi, Dağ Keçisi Koruma alanı olarak av turizmine hizmet vermektedir.

1 ) Her zaman vurulabilen hayvanlar; yaban domuzu, kurt, çakal.

2 ) Belirli zamanlarda avlanabilen hayvanlar; keklik, tavşan, bıldırcın (1Kasım-28 Aralık): ördek, kaz, çulluk (1 Kasım-28 Şubat).

Dağ Turizmi ve Tracking:

Mersin ve çevresinde kış turizmi ve kış sporlarına uygun yer olarak Bolkar dağı belirlenmiştir. Orta Toros dağlarının bir bölümünü oluşturan Bolkar dağı, Niğde ve İçel arasında yer alır. Bolkar dağının kuzey yamaçları, kayak yapmaya uygun olduğu gibi, yüksek zirvelerine tırmanışlar için kulvarları bulunmaktadır. Mersin'de Arslanköy, Tarsus'da Çamlıyayla kayak turizmi açısından elverişli yapısı ile turizm alanında hizmet verebilir.

Pozantı'dan doğuya doğru 50 km uzaklıkta Aladağlar (Çamardı) grubuna ulaşılır. Demirkazık, Alaca, Güveller ve Cebel gölü, 3700 m, zirveler ise dağcılık için birer cennettir.

Mersin Ayvagediği'ndeki Çandır Kalesi'nin bulunduğu bölgede, görkemli bir kaya kütlesinin doğu tarafındaki antik oyma merdivenlerden yukarı çıkılır. Ayvagediği'nden kıyıya doğru gidilince Değirmendere ve Alaiye yoluyla Cehennemdere gidiş parkuru, ayrıca Fındık Pınarı ve Çağlarca arası, Lamas deresi Kanyonu boyunca Kızıl geçite kadar olan bölge yürümek için ideal bir yerlerdir.

Su Sporları ve Yamaç Paraşütü:

Dağcılık ve tracking sporlarının yanı sıra akarsularda rafting, plajlarda ise yelken, sörf, bot, paraşüt, su kayağı gibi su sporları yapmak mümkündün.

THK, yamaç paraşütü ve yelken kanat eğitimi yapmaktadır. Usta atlayıcılar için Emirler köyünde2675 m yükseklikteki Gelincik Tepesi, acemiler için ise Mersin Üniversitesi Çiftlik Köyü Kampüsü'nde150 m yüksekliğindeki tepe, Tarsus'da şelalenin kuzeyindeki Karatepe ve Çanaktepe elverişlidir.

Gezilecek Yerler:

Sahip olduğu müze ve ören yerlerinden anıt ve meydanlarına, inci gibi süslenen plajlarından cami ve kiliselerine kadar çok zengin bir tarihi ve kültürel mirası içinde barındıran Mersin, sosyal yaşam alanları ile de öne çıkan bir kent…

Akdeniz Oyunları'nın düzenlendiği kentler, misafirlere sadece sportif alanlarda ya da Akdeniz Köylerinde değil, sosyal hayatı ve kültürel mirası ile de ev sahipliği yapıyor. Bu amaçla hazırlanan ''Mersin'i Tanıyalım'' köşesinde kentin tarihi ve kültürel yerleriyle ilgili bilgileri bulabileceksiniz.

Tarih boyunca birbirinden farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Mersin'de bu izleri görmek hala mümkün. Kent merkezinin 11 kilometre güneybatısında yer alan tarihi Soli Pompeiopolis Antik Kenti de bu yerlerden birisi. Tarih boyunca çok sayıda korsan koloniden Büyük İskender'e, Slevki İmparatorluğu'ndan Osmanlılara kadar farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Soli Pompeiopolis, kent merkezinde yer alan geniş bir sit alanı.

Roma İmparatoru Jül Sezar'ın izniyle Komutan Pompey korsanlara karşı büyük bir sefer düzenlemiştir. Pompey, bugünkü Mersin sahilleri olarak bilinen yere yaptığı sefer sonunda bütün korsan barınaklarını yok etmiş, ancak af dileyen korsanlara anlayışlı davranarak Soli'yi ''affa uğramış korsanların kenti'' ilan etmiştir. Kent o zamandan sonra Pompeiopolis olarak bilinmiştir. O dönemlerde 200 tane olduğu düşünülen dev sütunlardan bugün ancak 40'ına ulaşılabilmiştir.

Bugün çevresi geniş bir yerleşim alanı olan Soli (Soloi, Solipolis, Pempeiopolis isimleri de kullanılır), Doğu Roma İmparatorluğu döneminde de işlek bir liman olmuştur. Ancak MS 528 yılında tarihe ''Büyük Antakya Depremi'' olarak geçen ve çok şiddetli olduğu anlaşılan bir deprem sonunda kent büyük ölçüde yıkılmıştır.

Kentin bir diğer önemli turistik alanı Mersin'in doğu ilçesi olan Tarsus'ta yer alır. Dünyada Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yerler arasında bulunan St.Paul (Paulus) Hıristiyanlık tarihi açısından önemli bir yer teşkil eder. St Paul (ya da Seul) Tarsus'ta bir Yahudi (Otto Menardius) olarak dünyaya gelmiştir. Genç yaşında eğitim için Kudüs'e giden ve yeni yayılmaya başlayan Hıristiyanlığa karşı başlayan saldırıların içinde yer alan Paul, Şam'a yaptığı bir yolculukta Hz. İsa'yı görerek inancını benimsemiştir.

Kendisini Hıristiyanlığı yaymaya adayan Paul bu amaçla yollara düşmüştür. Bu uzun yolculuklar, Hıristiyanlık adına birinci yüzyılda yapılmış hem en uzun hem de çok etkili yolculuklardır. İncil'de de anlatılan bu seyahatlerde Paul, ilk Hıristiyan topluluklarını oluşturmuştur.

Tarsus kent merkezinde St. Paul'un evinin bulunduğu yer olarak kabul edilen avluda bulunan kuyu, günümüzde St. Paul Kuyusu olarak bilinmektedir. St. Paul'un Hıristiyanlık adına sahip olduğu önem ile evde bulunan kalıntıların ve kuyunun çok eskiden beri kutsal sayılması, yakın zamana kadar Tarsus'ta yaşayan Hıristiyan cemaatinin inancının izleri olarak yorumlanıyor. Eskiden Kudüs'e hacı olmak için yöreden geçen Hıristiyanlar kutsal sayılan bu kuyu suyundan içmeyi ihmal etmiyorlardı.

Mersin'in bir başka önemli turizm merkezi ise kıyıdan yaklaşık 200 metre açıkta deniz içerisinde kurulmuş olan Kızkalesi.

Mersin'in 70 km. batısında ince kumlu uzun plajı ve masmavi denizi ile her geçen gün daha çok ziyaretçiye ev sahipliği yapan kale, denizdeki kayalık alan üzerine kurulmuş. Sekiz kule ile güçlendirilmiş olan kalenin yapımına ilişkin farkı senaryolar mevcut.

Kimi kaynaklar kalenin yapımının askeri bir hamle olduğu görüşünde. Akdeniz'de ve kıyılarında çok etkin olan, hatta bazı zamanlarda kent halkının başka yerlere göçmesine dahi neden olabilen korsanlık, tüm bölgede olduğu gibi liman kenti olan Korykos'u da tehdit etmiştir. Bölgeye MÖ 51 yılında vali olarak gelen meşhur hukuk bilgini Cicero, korsanlarla mücadele etmiş ve askeri alanda önemli başarılar kazanmıştır. Cicero, korsanlarla mücadelesinde karada ve denizde bulunan iki kaleyi kullanarak bir savunma sistemi oluşturmuştur. Herhangi bir saldırı sırasında iki kale arasına zincir çekilmiş ve düşman gemilerinin limana girmesine engel olunmuştur.

Kızkalesi, anonim bir efsaneye de konu olan bir yer. Bölgede hüküm süren kralın bir kızı olmuş. Kız büyüdükçe güzelliği ve iyi kalpliliği ile babasının ve halkın sevgisini kazanmış. Bir gün kralın falına bakan bir falcı, kralın kızının da falına bakmak için ısrar etmiş. Falcı, bu güzel kızın elini tutar tutmaz aniden titremiş. Kral, endişeli bir şekilde falcıya ne gördüğünü sormuş. Falcı da bu güzel ve iyi kalpli kızı bir gün yılan sokacağını ve kızın bu nedenle genç yaşta öleceğini söylemiş.

Kızını çok seven kral, çareyi yılanların ulaşamayacağı bir yere, denizin içerisine bir kale yaptırmakta ve kızını oraya yerleştirmekte bulmuş. Günler gelip geçmiş ve bir gün kıza götürülen bir üzüm sepeti içinde gizlenen yılan, kızı kalede ısırmış ve zehirleyerek öldürmüş. Bu olayın ardından kral da halk da kimsenin kaderinden kaçamayacağını fark etmişler.

Tarihi ve turistik yerlerinin yanı sıra kent eğlence ve yaşam merkezleri ile de öne çıkıyor.

Ekim 2007 tarihinden bu yana hizmet veren ve yaklaşık 72 bin m2 alan üzerine kurulu olan Forum Mersin, kentin ilk açık hava AVM'si olma özelliğini taşımaktadır.

Akdeniz mimarisinin eşsiz özelliklerini yansıtan Forum Mersin'in içerisinde bulunan açık ve kapalı alanlarda ulusal ve uluslar arası çok sayıda mağaza bulunmaktadır. İçerisinde 9 salonlu sinema, go kart pisti, bowling salonu, 5D sinema ve çocuk eğlence alanları ile birlikte 200 mağaza barındıran Forum Mersin, 2009 yılında ICSC (Uluslar arası Alışveriş Merkezleri Konseyi) tarafından alışveriş merkezlerinin Oscarları sayılan ICSC ödüllerinde Avrupa'nın En İyi Alışveriş Merkezi ödülüne layık görülmüştür.

Yine ICSC tarafından 2010 yılında dünya üzerinde yapılan Best Of Best değerlendirmelerinde de onur ödülüne layık görülen Forum Mersin, yılda 18 milyonun üzerinde ziyaretçiye kapılarını açmaktadır.

Mersin'in bir diğer önemli AVM'si ise kentin denizle buluştuğu noktada, "Şehir Marinası ve Sosyal Yaşam Alanı" anlayışı ile 2011'in ilkbaharından bu yana hizmet veren Mersin Marina.

Mersin Marina, 500 yatlık deniz, 500 yatlık kara bağlama kapasitesi ile Türkiye'nin Doğu Akdeniz çanağındaki en büyük marinası olmakla birlikte Avrupa'nın da karasal anlamda en büyük yat limanı olma özelliğini taşımaktadır.

Toplam 210 bin m2 alanda hizmet veren Mersin Marina içerisinde, 10 bin 500 m² üzerine kurulu AVM Kompleksi, 850 araçlık otoparkı, 2 bin kişilik Amfi tiyatrosu, açık ve kapalı yüzme havuzu, spa, sauna, buhar odası, fitness salonu, helikopter pisti, tenis kortları ve basketbol sahası barındırmaktadır.

Ayrıca, 3 bin 500 m²'lik alana kurulu Yat Kulübü ve Spor Merkezi ile konuklarına hizmet veren Mersin Marina'da, içerisinde suni gölet ve süs havuzları da olan 60 bin m²'lik zenginleştirilmiş rekreasyon alanı, 1.000 m²'lik açık çocuk eğlence alanı, Akdeniz ve yöresel mutfaklardan seçkin örneklerin yer aldığı "denizin kıyısında" tasarlanmış restoranlar bölgesi de yer almaktadır.

Mersin'de hizmet veren bir diğer AVM ise Kipa. Mersin'in en büyük ikinci AVM'si olan Kipa, modern tasarımı ve seri sonu indirimli mağazalardan oluşan karmasıyla 2008 yılı Haziran ayından itibaren faaliyettedir.

Her ay ortalama 250 bin kişi tarafından ziyaret edilen Kipa, 45 mağaza ve 885 araçlık otoparkı ile 52 bin m2 alanda hizmet vermektedir.

15 bin üyesi bulunan Kipa Aile Kulübü ise yemek katında yer almaktadır. Aile Kulübünde, yıl boyunca aktif olarak ücretsiz kurslar, seminerler, konferanslar, sergiler ve aktiviteler yer almaktadır.

Geniş ürün yelpazesiyle giyimden gıdaya, bijuteriden elektroniğe farklı markaları bir araya getiren Kipa, Mersin Üniversitesi Merkez Kampüsü'ne 2 km uzaklıktadır.

309 Yıllık Uykunun Adresi "Eshab-ı Kehf":

Kuran-ı Kerim'in Kehf Suresi'nde adı geçen Eshab-ı Kehf, halk arasında ''Yedi Uyurlar Mağarası'' olarak bilinir. Bugün yeri konusunda çeşitli rivayetler bulunan Eshab-ı Kehf için İslam alimlerinin ortak görüşü mağaranın Tarsus'ta olduğu yönündedir. Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılan mağaraya 15-20 merdivenle inilir.

Efsaneye göre "Yedi Uyuyanlar" İmparator Decius'un Hıristiyanlar üzerindeki zulmünden kaçan 7 gençmiş. Tek Tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş ve bir köpek (Kıtmir) bir mağaraya sığınmış ve derin bir uykuya dalmış. Bir süre sonra olayın farkına varan halk, mağaranın kapısını örerek onları ölüme terk etmiş.

Yedi Uyurlar, bir gün ışıkla uyanmışlar ve uyandıkları zaman hepsi kendilerini dün uyumuş, bu sabah uyanmış sanıyorlarmış. Uyandıklarında acıktıklarını hissetmişler ve içlerinden Yemliha'yı ekmek almak için şehre (Tarsus'a) göndermişler. Yemliha şehre indiğinde giysilerin, yolların ve birçok şeyin değiştiğini görmüş. Yemliha hemen bir fırına gitmiş ve ekmek almak için parayı uzatmış. Fırıncı, bu paraların geçmediğini söylemiş.

Dün uyuyup bugün uyandığını düşünen Yemliha şaşkın bir şekilde mağaraya dönmüş ve durumu arkadaşlarına anlatmış. Bir gece sandıkları uyku 309 yıl sürmüş olan Yedi Uyurlar, ne yapacaklarını bilememişler ve sonsuz bir uykuya dalmış, bir daha da hiç uyanmamışlar.

Hikâyenin İslami versiyonunda ise mağaraya Yemliha şehirden bir çok kişi gelir. Mağaraya gelenler, içeride altı kişinin namaz kıldığını görürler. Yemliha, onları dışarıda bırakıp, içeri girer ve daha sonra yedisi de görünmez olurlar.

Katolikler, bu olayı her yıl 7 Temmuz'da kutluyorlar. Ortodokslara göre ise Yedi Uyurlar 4 Ağustos'da mağaraya girmiş ve yüzyıllar sonra 22 Ekim'de uyanmışlardır. Müslümanlar için bu hikâyenin özel bir tarihi yoktur ve yılın her dönemi mağara ziyaret edilir.

Cennet Cehennem Mağaraları:

Bu dünyada cennet ve cehennem nerede derseniz ya da dünyada cennet ve cehennem olur mu diye sorsanız size Mersin'de olduğunu söyleriz.

Cennet-Cehennem Mağaraları, büyük ve derin çukurdan oluşan iki doğa harikasıdır. Cennete gitmek kolay değildir. Mağaraya 450 basamaklı bir taş merdiven ile inilir. Cennet Çöküğü içinde Meryem Ana Kilisesi yer alır. Kiliseye 300. basamakta varılır.

Cehennem Çöküğü, Cennet Çöküğü ile yan yana bulunmaktadır. Kayalar arasında bulunan cehennemin dibine iniş kolay değildir.

Mitolojiye göre Olymposlu tanrılar ile titanlar (devler) arasında çıkan savaşta tanrılar, devleri yener. Ancak Toprak Ana Gaia, torunları olan titanların intikamını almak için bir ejder doğurur. Gövdesi kabuklarla örtülü, ağzından ateş püskürten ve geçtiği her yeri yakıp yıkan Typhon adlı bu ejder baş Tanrı Zeus'la savaşır. Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon'u Etna Yanardağı'nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapsetmiştir.

Adam Kayalar:

Mersin'de ilgi çekici bir diğer yer ise Adam Kayalardır. Şeytan Deresi olarak adlandırılan çok derin bir kanyon olan bu alanın bazı yerleri neredeyse 90 derecelik dikliktedir. Böylesine dik bir alanda yükselen kaya yüzeyindeki insan kabartmaları oldukça etkileyici ve şaşırtıcıdır.

MS. II. Yüzyılda, Roma dönemine tarihlenen bu kabartmalar dokuz niş içerisine alınmış olup, 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk ve bir dağ keçisi figürleri kayalara işlenmiştir. Aynı zamanda nişlerin alınlığı olarak adlandırılan yere de bir Roma Kartalı kabartma olarak yapılmıştır.

Mersin Müzesi:

Şehir merkezindeki Cumhuriyet Alanı'nda bulunan Kültür Merkezi Binası'nın doğu tarafında yer alan müzenin tarihi 1944-1945 yıllarına kadar gitmektedir. Dönemin Valisi Tevfik Sırrı Gür'ün talimatıyla çifte çan kuleli Ahios Georgios Rum Ortodoks Kilisesi'nin taşlarının sökülerek burada kullanılması ile yapılmıştır.

Müze ilk olarak 1978 yılında Kültür Merkezi Binası'nda kurulmuş, ziyarete 1991 yılında açılmıştır. Müze 2001 yılında yenilenerek tekrar hizmete girmiştir. Üç ana teşhir salonu olan müzenin birinci salonunda taş eserler yer alır. Burada, Roma Dönemi'ne ait mermer heykel başları, heykeller, çeşitli tipte lahitler ve Nagidos Antik Kenti'ne ait yazıt sergilenmektedir. Soli-Pompeiopolis kazısında elde edilen eserler de bu salonda sergilenmektedir.

İkinci salonda yer alan Yumuktepe vitrininde, kazılardan çıkarılan eserler, taş ve obsidien aletler, pişmiş toprak çanak çömlekler, dokuma ağırlıkları, el baltaları ve keskilerin yanı sıra cam bir skarabeus ve İslami Döneme ait bir cam kandil de bulunmaktadır.

Bu salonda dikkati çeken diğer eserler ise İ.Ö 2 binli yıllara ait Hitit İmparatorluğu mühürleri, hayvan başlı gümüş Urartu bilezikleri, çeşitli büyüklükteki cam eserler ve Bizans Dönemi'ne ait çeşitli kandillerdir.

Üst katta yer alan üçüncü salonda ise etnoğrafik eserler teşhir edilmektedir. Bunlar arasında gümüş süs eşyaları, yöresel kıyafetler, peşkirler, ahşap ve madeni ev eşyaları, dokumacılık örnekleri ve çeşitli silahlar yer almaktadır. Müze bahçesinde çeşitli dönemlere ait taş eserler, Soli-Pompeiopolis kazısından getirilen heykeller, kabartmalı sütun başlıkları yer almaktadır. Pazartesi tüm gün, dini bayramların ise birinci gün öğlene kadar kapalı olan müze, diğer günlerde mesai saatleri içerisinde ziyarete açıktır.

Devlet Resim Heykel Müzesi ve Galerisi:

Kent merkezinde bulunan Sanat Sokağı içerisinde yer alan bu müze ve galeri 19. yüzyılda inşa edilen, önce konut daha sonrasındaysa otel olarak kullanılan bir yer. Müze, 1997 yılında kamulaştırılmış ve 2001 yılına kadar Kültür Bakanlığı tarafından restorasyon çalışmaları sürdürülmüştür.

Günümüzde Devlet Resim Heykel Müzesi ve Galerisi olarak hizmet veren bina kesme taştan inşa edilmiştir. Binanın giriş katı resim galerisi, birinci katı müze, ikinci katı ise ofis ve toplantı salonu olarak kullanılmaktadır.

Tarsus Müzesi:

Ramazanoğulları'ndan Kubat Paşa tarafından 1557 yılında açık avlulu medrese olarak yaptırılan Kubat Paşa Medresesi, 1971 yılında müze haline getirilerek ziyarete açılmıştır. Ancak olumsuz şartları nedeniyle 1998 yılında yeni yapılan Tarsus 75. Yıl Kültür Merkezi kompleksine taşınmıştır.

Müzenin etnoğrafik ve arkeolojik eserlerin sergilendiği iki büyük salonu bulunmaktadır. Giriş katında yer alan Etnoğrafya Salonu'nda Tarsus ve yöresinde yaşayan halkın ürettiği el işi dokuma ürünleri, gümüş, bakır ve ahşap işçilik örnekleri, heybeler, mezarlıklar, kilimler ve mutfak eşyalarından örnekler sunulmaktadır. Müzede ayrıca günlük yaşamdan bir kesitin canlandırıldığı ''Tarsus Evi'' köşesi oluşturulmuştur.

Alt katta yer alan Arkeolojik Eserler Salonu, Tarsus yöresinde yapılan kazı çalışmaları ve satın alma yolu ile müzeye intikal eden eserlerden oluşturulmuştur. Kazılar seksiyonunda Tunç Çağı Gözlükule eserleri, Tarsus Cumhuriyet Alanı kazı buluntuları, Donuktaş-Roma Tapınağı kazısında çıkan pişmiş toprak kandiller, mermer mimari parçalar, cam bilezikler ve bronz haçlar, müzede sergilenen eserlerden bazılarını oluşturmaktadır.

Ayrıca, Danyal Camii'nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan sırlı seramikler ve Bizans Dönemi'ne ait sikkeler de yine burada müze ziyaretçilerinin bilgisine sunulmaktadır.



ASTIM DİLEK MAĞARASI

 


SİLİFKE MÜZESİ




CENNET CEHENNEM MAĞARALARI




SOLİ ANTİK KENTİ




Paylaş: Facebook Twitter Addthis

  Duyurularımızdan haberdar olmak için
E-Bültenimize kayıt olabilirsiniz.
 
  Ana sayfa | Mersin Giad | Üyelik | Komisyonlar | Faaliyetler | Galeri | Basında Biz | Duyurular | Mersin | İletişim
  Mersin Girişimci İş Adamları Derneği © Tüm Hakları Saklıdır.   Tasarım & Uygulama: Mersin web tasarım